Lefkoşa Otelleri

Lefkoşa, Kıbrıs

Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin başkenti ve en büyük şehridir. Coğrafi konumu Lefkoşa'nın adanın ekonomik, politik ve kültürel merkezi olarak kaderini belirlemiştir. Lefkoşa çok sayıda hükümet binası ve yabancı temsilciliğe ev sahipliği yapmaktadır. Lefkoşa günümüzde kuzey (Türk) ve güney (Rum) taraflarının Birleşmiş Milletler tarafından korunan silahsız bir bölge olan 'yeşil hat' ile ayrılmasıyla dünya üzerindeki tek bölünmüş başkenttir.

Surlarla çevrili antik Lefkoşa kenti eşsizdir ve Kıbrıs'ta yapılması gereken ilk şeydir. Merkezi bölgesi geçmişin nostaljik atmosferini koruyan müzeler, antik kiliseler ve ortaçağ yapıları ile doludur. Antik kentte yürümek zaman içerisinde bir adım geriye gitmek gibidir. Dar sokakları ve zamanın eskitemediği süslü balkonlarının kumtaşı duvarlardan dışarı doğru uzandığı evleri, uzun yaz gecelerinde yasemin çiçeklerinin kokusu ve küçük atölyelerde zanaatını gerçekleştiren zanaatkarlar yüzyıllardır değişmeden günümüze gelmiştir.

Şehrin kalbi, Venedikliler tarafından Osmanlılara karşı koruma amaçlı olarak inşa edilmiş 16. yüzyıl surları ile çevrilmiştir. Girne Kapısı, Venedikliler tarafından inşa edilmiş şehrin üç girişinden biridir. Bu kapının orijinal adı 'Porta Del Proveditore' idi. Girne kapısı Venedikliler döneminden buyana birçok değişimden geçmiştir. 1821'de Türkler bu kapıyı restore etmiş ve kubbeli çatısı üzerine bir bölme eklemiştir ve 1931 senesinde İngilizler şehre trafik akışını kolaylaştırmak için etrafındaki surları yıkmıştır.

Lefkoşa antik kentinde Gotik ve Osmanlı mimarisinin güzel örneklerine rastlamak mümkündür –Selimiye Camii, Bedestan, Arap Mehmet Camii ve Büyük Han bunlardan sadece birkaçıdır.

Kuzey Lefkoşa'nın en dikkat çekici tarihi eseri ve şehrin güney kısmından da net bir şekilde görülebilen Selimiye Camii'dir. Fransız Gotik kilisesi ve bir camiinin bir araya gelmiş olduğu bu tuhaf görünümlü yapı hayranlık uyandıran bir tarihe sahiptir. Günümüzde camii ibadete açıktır ve içine girmek mümkündür.

Büyük Han hem Osmanlı mimarisinin harika bir örneği hem de ortaçağ kervansaraylarının günümüze kadar gelmiş nadir bir örneğidir. 1572 tarihinde Kıbrıs'ın Osmanlı Valisi Musafer Paşa tarafından inşa ettirilen bu han 90'arın başında renove edilmiş ve bir zamanlar hanın uyuma bölümleri olarak hizmet vermiş olan küçük bölmelerde bulunan kafeler, mağazalar ve geleneksel el sanatları atölyeleri ile bir kez daha Antik Kentin merkezi haline gelmiştir. Bu tasarım sadece bu handa ve Türkiye'deki iki farklı handa bulunmaktadır.

Lefkoşa Ana Planının bir parçası olarak renove edilen Bedesten'in tarihi küçük bir Bizans kilisesi olarak inşa edildiği 6.yüzyıla kadar uzanmaktadır. 14. yüzyılda heybetli bir şekilde güzelleştirilmiş ve bir Katolik kilisesi olarak yeniden doğmuştur.

Osmanlıların 1571'deki fethi sonrasında kilise bir tahıl ambarı ve genel pazar olarak kullanılmış ancak genel anlamda bakımsız bırakılmıştır. Kuzey girişi, harika görünümlü ve asil Venedikli ailelere ait hanedan armalarına sahiptir. Bu aileler, Kıbrıs'ta dini yaşamda Katolik egemenliğine rağmen iş yapmaya devam etmelerine izin verilen Ortodoks Kilisesinin destekçileri olabilir.

Mevlevi Tekke Müzesi: Mevlevi Tekke Müzesi, Mevleviler ya da dervişler olarak bilinen mistik İslam mezhebine ait eski bir 17. yüzyıl tekkesidir. Türkiye'nin Konya şehrinde doğmuş olan mezhebin tinsel felsefesi İslam'ın Sufizm adı verilen mistik koluna dayanmaktadır. Bu hayran bırakıcı müze aynı zamanda 16 Mevlevi şeyhinin türbelerini içeren bir odayı da barındırmaktadır. Binanın dışındaki avluda bir dizi Müslüman mezar taşı bulunmaktadır.